Kömürlü Termik Santral İle İlgili Basın Açıklaması!

Kömürlü Termik Santral İle İlgili Basın Açıklaması!

01 Ağustos 2018 Termik Santral Basın Açıklaması (2)

    İlimiz İnece Beldesinde yapılmak istenen kömürlü termik santral ile ilgili basın açıklamamızı, Kırklareli Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Attila BİÇER okudu.

     Basın metnimiz aşağıdadır:

BASINIMIZIN VE HALKIMIZIN DİKKATİNE!

    Bilindiği üzere İnece Beldemiz, Ulukonak Mahallesinin 700 metre yakınına özel sektör tarafından bir termik santral yapılmak istenmektedir. Bu santral kükürt ve kül oranı yüksek, kalitesiz kömür yakarak elektrik üretmeyi hedeflemektedir. Kırklareli Kent Konseyi olarak biz bu santralin yapılmasına birçok nedenden dolayı karşıyız. Burada hemen belirtmeliyiz ki doğru yerde, doğru kaynaklar kullanılarak yapılacak enerji üretimine karşı olduğumuz düşünülmemelidir. Çevreyi kirletmeyen, doğayı katletmeyen, insan ve tüm canlıların yaşam alanlarını yok etmeyen sanayi tesislerine karşı olmadığımız gibi, elektrik santrallerine de karşı değiliz. Yeter ki sürdürülebilir kalkınma, yaşanabilir çevre kriterlerine uygun olsunlar.

    Şimdi, yapılmak istenen kömüre dayalı termik santrale karşı olmamızın nedenlerini sizlerle kısaca paylaşmak istiyoruz..

  • Santralin kurulmak istendiği yer, halk arasında “ kara kepir “ diye tarif edilen birinci ve ikinci sınıf tarım arazileri üzerinde bulunmaktadır. Bu topraklardaki buğday verimi, Anadolu’ dan 4 kat daha fazladır. Ülkede en çok ayçiçeği bu topraklarda yetişmektedir. Ovada, tarhana yapımında kullanılan özel biber ve domatesler, geleneksel usullerle ve atadan kalma tohumlarla yetiştirilmektedir. Neredeyse ovamız yetiştirdiği meyve, sebze ve tahıllarla; sahip olduğu diğer doğal zenginliklerle, kutsal kitaplarda tarif edilen cennetten bir parçadır.
  • Bu cennet köşesine yapılmak istenen termik santral yaktığı kömür sonucu, 61 tonu uçucu olmak üzere bir saatte toplam 72 ton kül çıkarılacaktır. 35 yıl ömrü olan santral toplam 17,5 milyon ton kül çıkaracak; 6 milyon ton kül ise bacadan ve depolama sahasından çevreye yayılacaktır. Çevreye yayılan bu küller;  içerdikleri ağır metaller ile toprağı ve su kaynaklarımızı kirletecektir.
  • Santralden çıkan zehirli gazlar tarım ürünleri, hayvanlar ve ormanlar üzerinde kalıcı tahribat yaratacaktır.
  • Bu santralden çıkan kükürtdioksit, azotoksit ve diğer partikül maddeler , insan ve hayvanlarda anormal doğumlara; yine insanlarda, özellikle bebek ve çocuklarda gelişme ve öğrenme bozukluklarına neden olacaktır.
  • Santralden çıkan küllerde bulunan radon gazı ve diğer radyoaktif maddeler, kanser vakalarında artışa neden olacaktır.
  • Bacalardan çıkan zehirli gazlar, yağmurlarla asit yağmuru olarak yeryüzüne düşerek toprağı zehirleyecek; tarımsal verimi düşürecek; ağaçları kurutacak; bölgede yaşayan yurttaşlarımız hayvancılık, arıcılık ve varsa balıkçılık yapamaz hale geleceklerdir.
  • Bu topraklarda yetişen ürünlere karışan zehirli maddeler ve ağır metaller, özellikle sindirim sistemi ( mide, ince bağırsak, kalın bağırsak ) kanserlerine neden olacaktır.
  • Bölgede yaşayan insanlarda felç, kalp krizi ve solunum sistemi hastalıklarında büyük artış yaşanacaktır.
  • Tesisin yakın çevresinde yaşayanlarda, santralin çıkardığı aşırı gürültü nedeniyle ruhsal bozukluklar, sinir sistemi hastalıkları yaygınlaşacaktır.
  • Bu tesis başta yer altı sularımız olmak üzere, yakın çevredeki göl ve akarsulardan saate 120 ton ; günde 3 bin ton; yılda 840 bin ton su kullanarak, ovamızın çölleşmesine neden olacaktır.
  • Kullandığı suyu kirleterek yine yeraltına ve akarsulara boşaltacaktır. Böylece mevcut sularımız bir kez daha kirletilmiş olacaktır.
  • Böylece “ cennetten bir köşe “ olan bölgemiz, “ cehennem “ e dönüştürülmüş olacaktır.

    Ne yazık ki termik santrallerin bu sakıncalarını ne şirket sahipleri, ne de ilgili birimler halkımıza açıklamamaktadır. Hatta termik santrale karşı çıkanlar suç işliyormuş gibi, yatırım düşmanı gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Bizler, sürdürülebilir bir kalkınma, insan sağlığını ve yaşam kalitesini bozmadan gelişme, yaşam alanlarımızın ve doğal çevremizin bozulmadan korunmasını talep etmekteyiz. Burada hemen belirtmeliyiz ki; tehdit altında olan yalnızca İnece ve Kırklareli halkı değildir. Yayılma özelliğine sahip partikül maddeler ve zehirli gazlar, rüzgarın da etkisiyle Lüleburgaz, Babaeski ve Edirne’nin Havsa ilçesi ile köylerini de tehdit etmektedir. Geniş zaman diliminde ise bütün Trakya’ yı olumsuz etkileyecektir.

    Bir çok ülke mevcut termik santrallerini kaparken, yeni termik santraller kurulmasına izin vermezken, tüm sakıncaları bilinmesine karşın bizdeki termik santral gayretkeşliğini anlamakta güçlük çekmekteyiz. Yukarıdan beri sıraladığımız nedenlerle termik santrallere yalnızca Kırklareli’ de değil; bir bütün olarak karşı olduğumuzu buradan bildiriyoruz. İlimizde kurulmak istenen termik santrale karşı, hukuki zeminde yapılabilecek her türlü karşı duruşu göstereceğimizden kimsenin kuşkusu olmamalıdır. 3 Ağustos 2018 Cuma günü saat: 09:00’ da İnece Beldemizde yapılacak ÇED toplantısında toprağımıza, suyumuza, domatesimize, biberimize, buğdayımıza, ayçiçeğimize, mis gibi havamıza sahip çıkarak; halkımızla omuz omuza olacağız.

KIRKLARELİ KENT KONSEYİ