İlimiz Dereköy mevkinde, 99,8 hektarlık işletme ruhsatlı mermer ocağı için daha önce “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilmişti. Buna karşı yaptığımız itiraz ve Edirne İdare Mahkemesi’nde açtığımız dava sonucu; mahkeme tarafından tayin edilen bilirkişi heyetinin, söz konusu alanda yaptığı inceleme sonucu, ÇED Gerekli Değildir kararın aleyhinde görüş bildirmişlerdir. İki profesör ve bir doçentten oluşan bilirkişi heyeti, bu bölgede açılacak bir mermer ocağının ormanın bütünlüğünü bozacağı, Bern Sözleşmesi ile koruma altına alınmış ve nadir bulunan türlerin bu faaliyetten zarar görerek yok olacaklarını belirtmişlerdir. Ayrıca, bölgenin erozyon alanı olduğundan bahisle, ormanın yok edilmesi halinde toprak kaymaları yaşanacağını bildirmişlerdir. Özetle belirttiğimiz bilirkişi raporuna ve hukuki gerekçelere dayanarak, Edirne İdare Mahkemesi “ÇED Gerekli Değildir” kararını hukuka ve bilime aykırı bularak iptal etmiştir.
Tüm bu gerçekliğe rağmen aynı firmanın talebi doğrultusunda “ÇED Olumlu” kararı çıkarılarak, Dereköy mevkindeki ormanlık alan içinde mermer ocağı açılmasına izin verilmiştir.
Ülkemizin çeşitli üniversitelerinden (İstanbul Üniversitesi, Elazığ-Fırat Üniversitesi, Trakya Üniversitesi, Çanakkale-18 Mart Üniversitesi) sekiz bilim insanının iki yıl süren çalışmaları sonucu hazırladıkları bilimsel raporlar dikkate alınmadan başlatılacak madencilik faaliyetinin çevreye, doğaya ve yaşam hakkına telafisi güç zararlar vereceği gerçeğinden yola çıkarak; Kent Konseyi Çevre Meclisimizin hazırladığı 22 sayfalık dosya ile Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü nezdinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na itirazda bulunduk. Bilinmeli ki; bu manada her türlü hukuki mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız.
Kısa süreli yararlar uğruna bölgemize ve bütün olarak ülkemizin sahip olduğu doğal ve kültürel zenginliklerin yok edilmesini; yaşanacak çevre tahribatının bölgedeki her türlü canlı yaşamı yok etmesini; sonuç olarak tüm bunlardan insan yaşamının da olumsuz etkilenmesini istemiyoruz.
Anayasamızın 90. maddesi uyarınca iç hukuk normu haline gelen uluslararası sözleşmelere (BERN Sözleşmesi) aykırı bu karar sonucu açılacak olan tesis, çevre ve doğayı tahrip ettikten, alacaklarını aldıktan sonra yarattıkları enkazı olduğu gibi bırakarak bölgeyi terk edeceklerdir. Bunu, Istrancalarda açılmış olan tüm taş ocaklarında yaşamakta ve görmekteyiz.
Bunun yerine Orman Su İşleri 1. Bölge Müdürlüğünce hazırlanan “2013-2023 Doğa Turizmi Master Planı” kapsamında, bölgemizde sürdürülebilir kalkınmanın hayata geçirilebilmesi için doğa ve kültür turizmine ağırlık verilmelidir. Böylece, hem yaşam alanlarımız tahrip edilmeyecek, ; hem de kişisel yarar yerine toplumsal yarar söz konusu olarak, bundan tüm bölge halkı yaşam boyu yararlanacaktır.
Seyfi MERİÇ
Kırklareli Kent Konseyi Başkanı