Kirklareli Kent Konseyi Yürütme Kurulu Olarak, İğneada Nükleer Santrali ile ilgili Trakya Kent Konseyleri Birliği’nin ortaklaşa aldığı karar gereğince, Trakya’daki tüm kent konseylerinin de kendi yerellerinde yayınlayacağı basın açıklamamızı bugün gerçekleştirdik.
Basın açıklamamızın metni aşağıdaki gibidir:
BASINA VE KAMUOYUNA
Trakya Kent Konseyleri Birliği Yürütme Kurulu, Kırklareli ili, Demirköy ilçesi, İğneada beldesinde yapılması planlanan Nükleer Enerji Santrali (NES) gündemiyle 23.10.2015 Cuma günü, Edirne-Uzunköprü ilçesinde toplanmıştır. NES’lerle ilgili genel bilgilerin yanında, sahip olduğu doğal güzellikler ve canlı yaşam çeşitliliği açısından İğneada özelinde, konu tüm ayrıntılarıyla tartışılmıştır.
Önce bölgemizin, toplam olarak ise ülkemizin sahip olduğu doğal, kültürel ve sosyal mirasını yok edebilecek bir tehdit olarak algıladığımız bu projenin, bölgemiz çıkarlarına olduğu gibi; ülkemiz çıkarlarına da hizmet etmediğine inanıyoruz. Bilimsel verilere göre 20 yılda ancak tamamlanabilecek olan; ülkemiz, dolayısıyla biz yurttaşlar borçlandırılarak verilecek kredilerle inşa edilip, üretilen enerjiyi bize yine para ile satacak olan; idari ya da teknik hiçbir personelini ülkemiz çocuklarından istihdam etmeyen; denize boşalttığı zehirli su ile, bacasından çıkan radyasyon yüklü gazlar ile, toprağımıza gömülerek sularımızı zehirleyecek radyoaktif atıkları ile insanlarımızı ve tüm canlı yaşamını yok edebilme potansiyeline sahip bu projeye, bölgemizin ve ülkemizin ihtiyacı olduğuna inanmıyoruz.
Sahip olduğumuz temiz ve yenilenebilir enerji potansiyelinin %40’ının kullanılmadığı; üretmekte olduğumuz elektriğin ise %15’inin kaçak ve amacı dışında kullanıldığı bir yapı önümüzde duruyor. Tam bu noktada, Türkiye’nin yıllık elektrik ihtiyacının ancak %5’ini karşılayacak nükleer santral gayretkeşliğini ve bu konudaki ısrarlı tutumu anlamakta güçlük çekiyoruz. Yalnız İğneada’yı değil; Mersin-Akkuyu, Sinop-Gerze Nükleer Santrallerini de anlamıyoruz. Çünkü biliyoruz ki nükleer teknolojisine sahip, ileri ülkeler bile nükleer reaktörlerini birer birer kapatmakta, yerine yenilenebilir enerjiyi ikame etmekteler.
Sınırlarımızdan kilometrelerce uzakta olan Ukrayna’daki Çernobil Nükleer santrali patlamasının sonuçlarını, kanserden ölümlerin tavan yaptığı bir süreci tüm Trakya’da ve Karadeniz bölgemizde yaşadık, yaşıyoruz. Hal böyle iken havamızı ve suyumuzu, ormanlarımızı ve birinci sınıf tarım topraklarımızı zehirleyecek bu girişime izin vermeyeceğimiz bilinmelidir.
Danıştay da dahil çeşitli derece yargı mercii kararları ile bölgemize yönelik bilimsel gerçeklikler ortadayken; 11 şiddetinde depreme dayanıklı inşa edilmiş olan, Japonya’daki Fukuşima nükleer felaketinin yarattığı sonuçlar daha taze iken, nükleer baronlarına son sözümüz şudur: Havamızı, suyumuzu, toprağımızı, denizlerimizi, yaşamlarımızı ve yaşam alanlarımızı sonuna kadar savunacağız. Taş ocaklarıyla, kil ocaklarıyla, termik santrallerle, madenlerle talan ettikleri yetmiyormuş gibi bir de nükleer tehdidi ile dağlarımızın, ormanlarımızın, Longoz’umuzun, bu günümüzün olduğu kadar gelecek kuşaklarımızın yok olmasına veya kanserle boğuşmasına karşı, hukuki zeminde ve tüm meşru mücadele argümanlarını kullanarak karşı duracağımızı buradan yüksek sesle haykırıyoruz.
Tüm canlıların yaşama hakkı vardır.
İnsanca ve sağlıklı yaşama hakkı ise en temel insan hakkıdır.
İnsan yaşamından daha önemli, daha değerli hiçbir şey olamaz.
O zaman haydi hep beraber…
NÜKLEERE HAYIR !…
TRAKYA KENT KONSEYLERİ BİRLİĞİ
YÜRÜTME KURULU a.
SEYFİ MERİÇ
KIRKLARELİ KENT KONSEYİ BAŞKANI
Basın açıklamamızın videosunu buradan seyredebilirsiniz.